Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




13 Ağustos 2014 Çarşamba

Bir Köy Tavuğu Hikayesi :)

Ben ilkokula bile gitmezken damda kümes vardı ve haliyle tavuklar civcivler.
Her sabah yumurtamı kümesten alıp üzerine kurşunkalemle bir şeyler karalardım :) (ne mantıkla bilmiyorum)
Şimdi git bir kümese yumurta al desen alamam herhalde...
Derken o kümesimiz gitti, ben çok üzüldüm.
İlkokuldayken de teyzemlerle pazara giderdim. (hala çok severim pazar gezmesini)
Bir gün pazarda gezerken teyzemden gazoz istedim ve ardından da civciv.
O da karar ver hangisi dedi.
Düşündüm ki gazoz evde de var :) "Tabii ki civciv" dedim...
Eve, kese kağıdına konmuş civcivlerle geldik. Ben hem korkuyorum hem de yeni arkadaşlarım için çok heyecanlıyım.
Hemen dama çıktık ve saldık onları.
Bir ara o kadar çok sevmişim ki birini kovalarken aşağı uçurdum. Evet bunu da yaptım. Ama sonunun hiç öyle olacağını düşünmemiştim. Neyse ki civcive bir şey olmadı. Ama ben bir üzül bir ağla... Herhalde Elif'i de azıcık sert sevmem oradan geliyor :) (dedem sonra o civcivlerimi palazlanıp tavuk olduklarında kesmişti de kaç gün onunla konuşmadım.)
Derken ortaokul zamanı okuldan eve geldiğim gibi kendimi damda dedemin yanında aldığım bir gün- çünkü evde misafir vardı ve bilirsiniz ben misafir pek sevmem :) - dedemin tavuk yolduğunu gördüm. İç organlarını ben çıkardım :) Böyle söyleyince vahşiymiş gibi geldi de ben yapmasam dedem yapacaktı. Ben de tecrübe etmek istemiştim. Yalnız kimse bana içorganlarını çekince bağırsağının da gelebileceğini söylememişti... Tüm bağırsak okul kıyafetime döküldü sıcak sıcak..Oh mis :) Ben çok mutlu olmuştum ve heyecanlanmıştım. Ama annem o kıyafetleri ertesi güne yıkayıp kurutacağım diye bayağı uğraşmıştı. İşte o gün "kalp nedir, ciğer nerededir" dedem bayağı göstermişti. Sanırım yurtdışındaki okullarda kurbağalar üzerinde yapılan dersi bana dedem tavukla vermişti. Yalnız o tavukları hiç yemedim, yiyemezdim.
Derkeeeen dün babaannemiz geldi. Bugün de mutfaktan kokular gelince gidip bakayım ne pişiyormuş dedim (hani ben pişirdim demek isterdim ama gerçekçi olmaz :) bir de baktım kara bir et. "Aaa bu ne" dedim. Meğerse köy tavuğuymuş, hem de en organiğinden. Köyden gelmiş... Yaşasııııın.

Akşam yediğimizde şunu düşündüm: "Bu gerçekten tavuksa; bizim önceki yediklerimiz NE? Ve bundan sonra o "tavuk"ları nasıl yerim(z)




4 yorum:

  1. Çok haklısın! Yediğimiz tavuklarda ve yumurtalarında çok büyük sıkıntı var :/ Kesinlikle market tavuğu ve yumurtası yememek lazım... Ben de bir ara yumurta ile çok uğraştım, artık sadece çevredeki köylerden yumurta topluyorum... Bu serzenişimi de eskiden şu yazımda paylaşmıştım :)

    http://kizlierkeklikedili.blogspot.com.tr/2013/12/serbest-dolasan-tavuk-sorunsal.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen bence de.. market tavukları zaten plastik gibi oluyor da mecburen alıyoruz.. teşekkürler :)

      Sil
  2. Köy tavuğu/yumurtasından fabrikasyon ürüne geçiş cidden çok zor oluyor. Annemler bir dönem köyden getirttiler tavuğu şimdi marketten alınanı yiyemiyorlar. Ben de bir dönem köy yumurtası aldım sonra diğerine dönüşüm çok zor oldu. En iyisi siz yemeyin o tavuğu...der gibi yazdım di mi:))
    Afiyet olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya öyle yazmışsın.. yediğime de pişman oldum zaten :) Şimdi diğerlerini nasıl yiyeceğim ben diye :)) senin mantık yani :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...