Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




feridun oral etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
feridun oral etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Ocak 2016 Perşembe

Annem Gelince / Bu Kış Kimse Üşümeyecek :)

Dün akşam annem geldi, evde bir bayram havası :)
Elif halinden çok memnun, her şeyini ananesiyle yapmak istiyor, saçını o tarasın tokasını o taksın, ayakkabısını o giydirsin, Elif de onu milyon kere öpsün, oh ne ala. Bizimle abartısız 1-1.5 saate ağlayarak uyuyan bebe, ananesiyle 5 dakika içinde ağlamadan uyudu ya! Bu ne arkadaş, bu ne nazmış bize böyle. Maşallah böyle giderse bizim tatilimiz başlamış demektir. Zaten tatilden anladığım, aşağı yukarı böyle bir şey.
Annem gelince,
- Evin havası bir anda değişti. Eve çok acayip leziz yiyecekler de gelmiş oldu, hangisinden yiyeceğimizi şaşırdık, ben birkaç farklı börekle sarmayı aynı anda ağzıma tepiyordum en son :)
- "Eşyaları kendi yerlerine koy Esra" İşte bu, yandığımın da resmi tabii. Temiz, titiz anneye sahipsen eşyaları rastgele etrafa atamıyorsun.
- Ertesi günün yemeğini düşünmemek ve eve geldiğinde sıcak bir sofrayla karşılaşmak ise bizim için paha biçilemez.
- Elifin ananesiyle oynamak için can atması ve annemin de zaten Elifi çok özlemiş olması, ballı lokma tatlısı değil de nedir? Elifin 2 adet minderi var, kırmızıyı kimseye vermez kendi oturur, yeşili de karşı tarafa koyar ve 8-9 tane arabasını gönderir, geri ister;bu oyunla bayağı oyalanıyor. (Kırmızı balonu da kimseye vermez, biz ancak mavi balonla oynayabiliyoruz :)
- Annemin gelmesi demek, bana göre çok normal olan yeleksiz ve çorapsız takılmanın Elif açısından bitmiş olması demek. Anneme çok itirazı yok gerçi, babasını peşinde sürüklüyor. Ben uzaktan izliyorum, "haydi kendin giy" dediğimde giyiyorsa giyiyordur, giymiyorsa üşümüyordur mantığım var.
- Evin genel düzeniyle ilgili annemin şahane zihni sinir projeleri oluyor. Eskiden çok acayip itiraz ederdim, tartışırdık, üzülürdük, annemin dediği olurdu :) Şimdi itiraz etmiyorum, uyguluyoruz, sevmezsek annem gidince değiştiriyoruz :) Böylece kimse kırılmamış oluyor. Bir dahaki gelişinde ortaya çıkan acı gerçekleri pek önemsemiyor neyse ki çünkü bizim evde her şeyin her an yeri değişebilir :)
- Annem gelince yeniden evin küçük kızı havasına geçiyorum, annemin yeme-içme-dinlenme vs. konularda beni şımartması çok hoşuma gidiyor.
Bu sene -uzun zamandan sonra- bir ilk olarak bana kitap hediye almış annem. Çok şaşırdım, genelde "sende olmayanı bulamam" deyip kitap almıyordu bana. Bu sene kitap fuarına gitmiş, son çıkan kitapları sormuş, bu kitabı beğenmiş ve bana almış. Satıcı "kızınız kaç yaşında" dese ne derdi acaba, "31 olacak ama biz onu 2 yaş gibi seviyoruz" mu derdi :)

Farenin cezerye ile ısınacağına inanan bir ben miyim :)
Kitap hakkında minnak bir yorum yapacak olursam, Feridun Oral'ı İstanbul Kitap Fuarında tanıyıp Lokum adına kitap imzalattığımdan beri seviyorum. Kitaplarının tarzı, naifliği de hoşuma gidiyor. Sadece bazı kitaplarının metinlerini kendime çok yakın bulmuyorum. Ancak resimleri beni her daim ısıtıyor. "Bu kış kimse üşümeyecek" kitabını okuyunca metinlere resimler kadar emek verilmediğini düşündüm, belki biraz daha şiirsel bir dil ve farklı/detaylı bir son ile daha da güzel olabilirmiş.
Banu da tesadüf bugün bu kitabı anlatmış, Elif de dün Tayga gibi ipinden kitabı çekiştiriyordu. Hikayede anlatılmak isteneni anladığını çok sanmıyorum ama bu kitaba böyle bir ipin konulmuş olması bence oldukça yerinde. İpimin ucuna neleri bağlayacağımı henüz bilmiyorum. Çalı çırpı yerine cezerye ile başladım. Geçen gün hatırladığım Selanik kökenim de bir anda silindi gitti sanki, "Adanalıyık, kebap yerik, şalgam içerik" havası esti içimde :)
Yarın inşallah kuzenler, kardeş ve en önemlisi teyzoşum Ayçişko ile ekip tamamlanacak, hepsini karda yuvarlayıp kar savaşıyla coşasım var.
E ne de olsa eve dönünce annem sıcak bir ıhlamur verir :)


Devamını oku »

1 Temmuz 2014 Salı

1 Kitap 1 Mektup Etkinliğinde "Şirin Şeyler Üreticisi" Zeinepuu var; Sahi "Benekli Fareyi Gördünüz Mü?" :)

Hediye konusunda inanılmaz bocalarım. Doğum günü mü özel bir gün mü yoksa rastgele bir seçim mi; buradan başlarım. Bazen "ihtiyacı olan bir şeyi alayım" derim ama en güzeli bir şey görüp "işte bunu x çok sevecek" diye sepete atmaktır.
Geçen doğumgünümüzde de -ki neredeyse aynı gün doğmuşuz- özel bir şey olsun ama içinde Elif de olsun dedim. Patik de örebilirdim ama bunu öğrenmem ve yapmam birkaç sene sürerdi; vazgeçtim :)
O ara karşıma Zeinepuu çıktı instagram hesabından. (ismi çok güzel; Miyazaki karakteri gibi "zeynepuuu" diye okuyorum ben :)
Düğün fotoğraflarımızı gönderip "piksel piksel aşk"a mı düşelim derken karşıma o masalsı görüntü çıktı. "Aaa bu aynı Elif" dedim; o daha doğmadan. Ve Zeynep'e mail attım. Ben ona genel bir şablon çizip detayları kendisinin belirlemesini istesem de her aşamayı bana tek tek sordu. Sormana gerek yok;sana güveniyorum dedim. O yine sordu.

Hepimiz için erken doğum günü hediyesi oldu. Zira bizim planlarımıza göre Elif bizim gibi Mart ayında doğacak; kendi halinde 1 balık olacaktı. Böylece "3 balık" olarak hayatımıza devam edecektik. Tabii ki Elifin de kendi planları varmış. "Ben bu balıkları bir hizaya getireyim" demiş olacak ki 9 Nisanda Koç burcu olarak hayatına başladı :)
İşini sevgiyle ve özveriyle yapan insan karşısında saygıyla eğilir; gülümsemesi bol yanaklarından öperim.
İşte Zeynep ve hikayesi:

Sevgili Zeynep; "şirin şeyler üreticisi" olmaya nasıl karar verdin? Bu süreç nasıl gelişti?
Gözlerimi kapatıp bir düşündüm. Nasıl oldu sahiden diye :) 
sevdiğim insanlara ellerimle yaptığım küçük şeyleri hediye etmeyi her zaman çok sevdim. Bu yüzden bambaşka işlerde çalışıyorken bile evimin bir köşesi her zaman kurdelelere, dantellere , iplere , iğnelere , boyalara kısacası hep şirin bir şeylere aitti. 
düşünüp, tasarlayıp en sonu somut hale gelen o küçük şeyleri fotoğraflamaya başladım. 
işte galiba he rşey burada başladı. 
öyle çok sevildi, beğenildi , talep gördü ki ... bir yerden sonra sessiz kalamadım. 
şirin şeyler üretmeye mutlulukla devam ettim :)

Piksel piksel ask temasını yaparken nelere dikkat ediyorsun? Ayrıntılarda kişileri bu kadar güzel resmetmeyi nasıl başarıyorsun ;)
Bu biraz detaycılıkla ilgili sanırım. Günlük hayatımda da böyle miyim ki diye bir soru geçti zihnimden ama , sanmıyorum :)
İşime verdiğim önem , gösterdiğim özen bu ince detaylarda saklı aslında. Bu temada aile panoları , gelin-damat panoları daha çok yer alıyor. Semaları çıkarabilmek için istediğim fotoğrafları incelerken pikselleşiyor bakışlarım sanki , bu detayı kareleştirmek mümkün algısıyla kravat iğnesine kadar detaya inebiliyorum :) 



Son zamanlarda yenidoğanlara yönelik çalışmaların arttı sanırım?
Evet :) Bu da beni çoook mutlu ediyor.
Yine instagramdan tanıdığım , cok sevdiğim fotografçı bir anne ile yaptığım ilk çalışmaydı doğum panosu. Oğlunun odası için aklındaki panoyu anlatmıştı ve bunu kanaviçeleştirmek konusunda bana çok güvendi. Öyle güzel oldu ki ilk doğum panosu , sonra ardı arkası kesilmedi.
boylarını , kilolarını işlerken her çarpıda seviyorum onları parmağımın ucuyla !  :) 


Seni mutlu eden/heyecanlandıran/kalbinde özel bir yeri olan çalışma(lar) var mi ? 
Olmaz mı :)
İlk doğum panom  Zafer Alp , ablamlar için yıldönümlerinde yaptığım Happy House panosu - enişteciğimin dövmesine kadar detaya indiğim doğrudur :) - , Tuva Yayıncılığa ait olan Kanaviçe dergisinin 32. sayısına bir sema tasarlayıp , işlemiştim. Sweet Life panosu da benim için çok özeldir :) , sonra Rengin ve Atakan*ın Just Married panosu ( detayları şimdi düşünürken bile gülümsüyorum .) , Pınar ve Salih için yaptığım çift panolar ve tabiki heyecanla beklenen Elif için Hoşgeldin Elif panosu .. :) Unicornuyla geldi Elif değil mi annesi  :) 
*Valla aynen öyle oldu :P

Bir günün nasıl geçiyor ? 
Çoğu zaman erken uyanıyorum. Erken kahvaltı yapıp güne erkenden başlamak bana çok iyi geliyor.
İşlerin yoğunluğuyla şekilleniyor günüm , evden çalışmak keyifli ve rahat olsa da zorlukları da var . O hiç bitmeyen ve maalesef tüm gün uğraşsan da görünmeyen ev işleri nedeniyle programsız çalışmak mümkün olmuyor. :)
Çok yoğunsam tüm gün evde kanaviçeyle ilgilenebiliyorum ama belli bir saatten sonra elime almamaya özen gösteriyorum.
Pek tatili olan bir iş değil , zaten yarım bir iş yanında durduğunda ' hadi beni eline al'  bakışları atıyor :) 
onun dışında dışarıdaysam bol bol  yürüyerek , mutlaka ağacı , yeşili bol yerlerde vakit geçirmeye çalışarak geçiyorum günümü.


Ürünlerin teslimi ne kadar vaktini alıyor?
İş yoğunluğuna göre değişebiliyor . normal şartlarda 5 gün içinde teslim ediyorum , daha erken ve daha geç teslimat durumları da mümkün olabiliyor. 

Tatildeyken nasıl yapıyorsun? Ya da zaten işinden keyif aldığın için tatile de işini götürüyor musun ;)
Bu biraz tatilde geçireceğim gün sayısı ile alakalı :) kısa bir tatilse tüm mailleşmelerimi yaparım ve  iğne, iplik ve kasnaklarımla da vedalaşırım :) Zira omuzlarım ve boynum buna çok mutlu olabilirler :)
ama beni uzun bir tatil bekliyorsa onları da alırım yanıma. güzel hava kahvaltıları , akşamüzeri pikniklerinde olduğu gibi tatilde de keyifle işlerim ben panolarımı :) 

(bilmedigim icin soruyorum) Yaptığın işin tam olarak adi nedir;kanaviçe mi?
Evet , çarpı işi , kanaviçe gibi isimleri var. 

İlham aldığın kisiler/siteler var mi?
Var tabii ki.
Pinterest özellikle font seçenekleri konusunda oldukça zengin . 
birde Lucky Jackson*ın kasnak işlerine hayranım , henüz o teknikle tanışamasam da onun işlerine iç çekerek bakıyorum :) 

Sanırım seni taklit etmeye çalışanlar da oluyordur değil mi?
Maalesef . 
Bu konu sebebiyle yaşadığım her olay bana insan çeşitliliğini hatırlatıyor . 

Sosyal medyada gördüğüm kadarıyla kanaviçe haricinde bolca yürüyüş yapıp kahve içip kitap okuyorsun ;)) ne tarz kitapları seviyorsun?
Ah evet ne harika bir gözlem :) 
Kitaplar konusunda kuralsızım diyebilirim. merak ettiğim her kitabı okuyabilirim. şu sıralar turk edebiyatı daha çok ilgimi çekiyor , onun dışında fantastik ve mitolojik romanları seviyorum. 
dünya edebiyatı romanlarında sürekli takip ettiğim ve her kitabını okumaya özen gösterdiğim yazarlarla da kitaplığım şekilleniyor diyebilirim. 
Ba-yıl-dım bu kitaplığa :)
Çalışırken "olmazsa olmaz" bir müziğin bir içeceğin ya da bir rutinin var mı?
Çalışırken iki fincan kahve , bir fincan bitki çayım sanırım rutine dönmüş durumda.
müzik dinliyorsam rock fm ve bana ait bir playlist işimi görüyor.
altyazılı olmamak şartıyla film izlerken de çalışmak beni hızlandırıyor. 


Kanaviçeyle nasıl tanıştın?
Pinterest sağolsun :) 
Her şeye başlama sebebim olan o üç yaka iğnesini orada görmüştüm. "I can do it" mottosuyla yola çıkılan işlerin zamanla nasıl hale geldiğinin güzel bir örneği olabilirim :) 

Benim gibi bu isi hiç bilmeyenlere neler tavsiye edersin/nereden başlanmalı/hangi dükkana gidip ne almalı ;)) (evet konuyu o kadar bilmiyorum ;)
Kanaviçe , aslında seni çok dinlendiren , zihin boşaltma konusunda oldukça başarılı olan bir hobi bence. 
özenen ve başlamaktan çekinen herkesin yapabileceğini düşünüyorum , vakit kaybetmesinler :)
malzemeleri kısaca özetlemem gerekirse ; 
etamin kumaşı , kasnak , iğne ve iplikler. iplik ve kumaş oldukça seçeneği olan iki malzeme. Burada tercihleri ve seçtikleri şema ile de belirlenebilir. 
ben tüm ürünlerimi dmc markasından seçiyorum ve tavsiye ediyorum . 

Kendin için de "piksel piksel ask" tablosu yaptın mı ;)
Evet yaptım :)
Biri yılbaşı , biri yıldönümü temalı iki adet pikselpikselaşk panom var evimde.
ama sanırım bu işe başladıktan yaklaşık bir sene sonra :) 

Taşlar ve güller harika değil mi bu arada :)
Elif için yaptığın tablo;dillere destan oldu.beni tanıyanlar "sen mi yaptın" bile demiyor zaten;"kim yaptı" diyorlar ;)) çok teşekkür ederiz.
Harika bir masal kahramanı oldu sayende Elif. Etkinliğimize katıldığın için teşekkür ederiiiiz ♥

Ben teşekkür ederim :) Bloguna davet ettiğin için ve beni Elif*in masal ablası yaptığın için :) 

*Bonus Soru: En sevdiğin çocuk kitabı hangisi?
Seçemedim aslında :) Çocuk kalbi ve Fedor Amca diyeyim :)

1 Kitap 1 Mektup etkinliği olur da hediye kitap olmaz mı? 
Çocuk kitapları seven birinin kokusunu aramızda kilometreler de olsa alırım :)
Zeytin'in benekli faresi kaybolmuştur ve onu aramaya ormana gider. Orada az önce dedesi ve büyükannesinin anlattığı masallardaki kahramanlarla karşılaşır.

18 Temmuz 2014* tarihine kadar "Zeytin'in benekli faresinin hangi masal kahramanı ile birlikte olabileceğini"  bu yazının altına yorum bırakabilirsiniz. Yapacağımız çekilişle 1 kişiye "Benekli Faremi Gördünüz mü?" kitabını ve 1 mektubu göndereceğiz.
* Katılmak için başka şartımız yok :))
**"Doğru cevap" diye bir şey de yok bu arada; cevap sadece sizin hayalgücünüz :)


HERKESE  PİKSEL PİKSEL AŞK TADINDA KENDİ MASAL KAHRAMANI İLE MUTLU GÜNLER DİLERİZ :)


Devamını oku »