Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




8 Nisan 2013 Pazartesi

Yaratıcılığımı (Sevmediğim) İşime Borçluyum :)

Çok iddialı bir giriş cümlesi olduğunun farkındayım. Ancak insan sevmediği bir işte çalışınca ve bu, gün geçtikçe daha da çekilmez hale geldikçe olaya farklı bir yönden bakma ihtiyacı duydum.
Geçen yazımda bahsettiğim "mutluluk" hafta sonu da işyerine nöbete gelmemle az biraz lekelense de hatta en sevdiğim kalemim bir anda bitiverse de Cumayı ve yoğun geçen hafta sonunu bir şekilde atlattık :) Atlattık diyorum çünkü pek de hoşlanmadığım bir koşturmacanın içinde "Ben bir de bunu yapacaktım"ları sayıklayarak kendimi avuttum.
Gelelim Pazartesiye,
Bugün (2 gündür böyle) Ankara'da hava o kadar anlaşılmaz ki dilini ben çözemedim. "Kalın giy yağmur yağacak" mı diyor, "ince giy sıcak var" mı diyor, anlamadım. Neredeyse bir elimde şemsiye diğerinde de güneş gözlüğüyle geçirdim öğle arasını ve yürürken fark ettim ki sevmediğim işyerine borçlu olduğum şeyler de var. Misal; yaratıcılık :) Bunlar nedir diye sıralayacak olursam;
* Sevdiğin işi yaparken mutlu olduğun an'ın tadına daha çokça varmak..
* Sabır.. Yaratıcılıkla ilgisi yok belki ama öğrenilebilen bir şey, yani kısmen de olsa :)
* Joy Fm ve Karnavalı daha bir dikkatle dinlemek :)
* Neredeyse hiç hazır cevap bir insan olmadığım halde- şu sıralar özellikle- çok güzel cevaplar verebildiğimi fark ettim. Tamam sonrasında "kırdım mı acaba, üzüldü mü" diye düşündüğüm an'lar da oluyor ama cevap vermezsem de kendimle mücadele ediyorum.. Ama çoğu zaman sessizlik daha da güzel bir cevap, onu da biliyorum :)
* Hayalgücü... Kendini bambaşka diyarlarda hissedebilmek için olmazsa olmaz itici güç :) Ege'de minik kasabada beni bekleyen zeytin ağacının gölgesinde dinlenirken okuduğum kitaplar, mavinin huzurunda kendimden geçmişliğim var. (hakkaten var :)
* Öğle arasının kıymetini daha çok anlama ve evden getirilen mutlu yemeklerle mideyle yeniden dost olma ve öğle arası yürüyüşlerinde tanıştığım yeni insanlar var..
* Ortamda sigara içildiğinden, bunun engellenemediğinden, benim de bir acayip rahatsız olduğumdan bahsetmiştim sanırım. Benimle aynı durumu yaşayan insanlar varsa ve bu satırları okuyorsa faydam dokunsun diyerek işyerinde muhtelif yerlere astığım kampanya örneklerimden ekliyorum. Bu afişleri görüp "Sen cidden mi rahatsız oluyorsun" diyenlere de cevap olarak gülümsememin çok şey anlattığını düşünüyorum.
Afiş-1
Afiş-2
Velhasıl, ben de biliyorum ki, sadece kendimi avutuyorum.
En kıymetli saatlerimi çoğu zaman saçma bir "nefret" içerisinde geçiriyorum.
İnanıyorum ya da belki inanmak istiyorum bunun da son bulacağına.
Hem de en sevdiğim, gönlümün hoş gittiği, ayaklarımın hep orada kaldığı, sevdiğim işe, deniz kenarındaki zeytin ağacının altına gitmeye az kaldığına.
İnanmak istiyorum.......... :)
Kaynak: burada
HERKESE MUTLU GÜNLER, BOL GÜNEŞLER :)

Devamını oku »

5 Nisan 2013 Cuma

Mutlu Olma Nedenleri-1 :)

Bahar havasından mıdır bilinmez, mutluyum bugün. (maş. diyeyim hemen :) Hani bu aralar genelde mutluyum ama öyle sırıtkan değil de durgun/durağan benimkisi. Malum balık burcu olunca daimi mutluluk biraz bünyeye aykırı :)
Sanırım özellikle bugün mutlu olmamın "Cuma" olmasının dışında pek de bir sebebi yok..
Buraya neden yazıyorum öyleyse?
Sanırım, hatırlamak için..
İş yerinde ara ara -benim açımdan- konular öyle tavan yapıyor ve benim kulaklarımdan çıkmaya çalışan duman, etraftaki sigara dumanına öyle bir karışıyor ki (iş yerinde sigara içildiğini söylemiştim sanırım) ve sonra midemdeki ejderhayla buluşuyor :)
İşte tam da o an'larımda okuyacağım, dönüp dönüp okuyacağım bir yazı olsun bu,
Hatta Deli Anne'deki tam da "Mutluluk & Şükür" Dersleri gelmişken aklıma :)
Kaynak: Çizimin hemen altında :)
* Evvela, uyandığım(z), güzel bir güne sevdiceğimle uyanabildiğim(z), sağlıkla nefes alabildiğim(z) için..
* Koşturmacalı da olsa keyifle yenen kahvaltı sofraları,mutluluk kokan salatalıklar, memleket kokan domatesler (bunu sonra anlatırım) hala olduğu için,
* Suyun dengeleyici enerjisi ile güne başladığım için,
* Her sabah burun buruna uyandığımız Lokum kedimiz için,
* Güneşin tam da bugün parlaklığını bize gösterdiği için,
* Günün okunacak kitapları ile göz göze gelip heyecan duyduğumuz için,
* Etrafımızda ne kadar "kılığında" varsa, "içinde" de insan olduğunu görebildiğimiz için,
* Radyoda çalan enfes şarkılara -serviste de olsa- mırıldanarak da olsa eşlik etmeye çalıştığım için,
* Gazetelerin sevdiğim kitap eklerinin bugün daha da kalın basıldığını gördüğüm için,
* Evimize misafir olan (ki aslında ben misafirden bir acayip gerilirim ama hangisinden daha sonra anlatacağım) iki yaşlı insanın yüzündeki çizgilerin ardında memnuniyetle ve şefkatle bize gülümsediklerini gördüğümüz, hatta evdeki kediyle bile keyifle oynamalarına ortak olduğumuz için,
* Sanırım en çok, her gün yeni bir şeyler öğrenebildiğimiz/bunu fark ettikçe de coştuğumuz için,
* Öğle yemeklerimi parkta yeşillik arasında yiyebildiğim, kitap okuyup kahve içebildiğim zamanlar geldiği için,
* Baharda dallar kendini gökyüzüne daha da yakınlaştırdığı, tomurcukların patlamadan duramadığı, bahçelerin mis koktuğu zamanları görebildiğimiz için,

MUTLUYUM / MUTLUSUN/ MUTLU :)

HERKESE "MUTLU OLMA NEDENLERİ"Nİ YAZMAKTAN YÜZÜNDEKİ GÜLÜMSEMENİN HİÇ GİTMEDİĞİ GÜZEL GÜNLER, KEYİFLİ HAFTA SONLARI DİLERİM :)

Devamını oku »

4 Nisan 2013 Perşembe

"Sen Islık Çalmayı Bilir Misin?" :)

Ben ıslık çalamam..Ama çalmayı çok isterdim.
"..Ama eğer ıslık çalmayı biliyorsanız, bırakın şiiri,ıslık çalmaya devam edin. Çünkü ıslık, şiirdir." demiş Necdet Neydim kitabın ön sözünde.
Hangi kitabın tabii önce onu söylemem lazım :)
Birkaç gündür bu kitabı okuyordum.. Uzunluk olarak 1 saatte bitebilecek bir kitap da olsa içerik olarak benim için üzerinde bir müddet daha durmayı gerektirecek bir kitap..
Yazarından bahsetmek isterdim ancak kendi sitesi sanırım bunu benim yerime ve çok daha güzel olarak yapacaktır, "Necdet Neydim kim" derseniz :) buraya ziyarette bulunabilirsiniz.
Beni en çok çocuklarla yaptığı söyleşiler/aktiviteler etkiledi.
Bir kitabın çocuğa hitap edebilmesi demek hele hele o kitabın çocuklar tarafından sevilmesi demek, bence, oldukça zor. Çünkü çocuklar -neyse ki- yalan söylemeyi beceremiyor..
Yani okudukları yazıyı sevmemişlerse "Hiç sevmedim" diyebiliyorlar.. Bu da bir yazarın -sanırım- kaldırabileceği ağır yüklerden biri olsa da, bu gerçekçi söylem karşısında mutluluk duymayacağını da sanmam..
"Sen ıslık çalmayı bilir misin?" adlı şiirini özellikle eklemedim, merak edenler alıp okusunlar diye.
İçerisinde birbirinden güzel şiirler var. Ve bence hiçbiri çocuklara "ellerini yıka, dişlerini fırçala, arkadaşına vurma" demiyor,iyi ki de demiyor :)
İçerisinde sevgi, arkadaşlık da var deprem ve ölüm de.. Bunları söyleyince korkmayın, çocukları "plastik kutu"lara hapsetmektense hoş bir üslupla onları hayatla tanıştırmak fena fikir değil bence..
Lafı çok uzattım, sizi şiirlerle başbaşa bırakayım :)

Devamı da var :)
Benim favorim de aşağıdaki :)

Favori olunca yandan bakıyor :)
Bir çocuğun bakış açısından, annesinin sobayı, ocağı, lambayı yasaklamasına rağmen muzip bir ifadeyle
"Ama annem 
Benim her sabah
Kocaman güneşi kucakladığımı
Bilmiyor..." :)

HERKESE KUCAKLAMALIK KOCAMAN GÜNEŞLER, ISLIKLI ŞİİRLER, MUTLULUKLAR DİLERİM :)
Devamını oku »

3 Nisan 2013 Çarşamba

Bisiklet İstiyorum; Bahara Karışmak İçin :)

Evet ben de kendini bahara kaptıranlardanım.
Zaten önceki yazımda da belirttiğim gibi, 1 mart dedin mi "Bahar" gelmiştir benim için.. Ki genelde doğum günüm (17 Mart) soğuk ya da karlı geçer ama olsun ağaç dallarındaki tomurcuklara odaklanırım ben..
Ben çektim :)
Güney memleketinde büyümüş olmanın sıcak sevmekle bir ilgisi varsa, ben belki baharı tercih edebilirim :) Fazla sıcak bunaltıyor, hatta geçen sene bunun için burada ve bir de burada çözüm önerilerim olmuştu :)
Nisan ve Mayıs geçiş ayları da olsa, Badem'in, Can Erik'in, Çilek'in doyasıya yendiği, pikniklere hava kontrolünde çıkıldığı, günün upuzun, sohbetlerin doyumsuz olduğu, hele hele karpuzun yavaş yavaş kendini gösterdiği aylardır. Ben severim..
Şimdi de bu bahara karışmak için, bisikletimle gezinmek istiyorum :)
Pardon, "bisikletim" mi dedim, benim -henüz- bir bisikletim yok :) Ama olsa neler neler yapardım ..
Küçükken bir bisikletim vardı, çok da severdim ama anlatılacak çok da hoş hikayeleri yok, ne yazık ki..
Belki -almayı düşündüğüm- yeni bisikletimle yeni kapılar açar, hayallerin dibine dalar,bir süre oralarda gezinir sonra da yavaş yavaş eve dönerim  :)
Bisiklet konusunu birkaç yere danıştım, ortaya çeşitli fikirler çıksa da fotoğrafından görüp çokça vurulduğum şu bisikleti almaya niyetim var. Gidip görmedim, bakıp ellemedim hiç. Cesaretim yok.. Almadan çıkamazsam diye korkuyorum :)
Kaynak: http://www.performansbisiklet.com/
Sizin, bahara karışmak için "aracınız" ne :)

HERKESE BOL BAHARLAR, PÖTİKARELİ PİKNİKLER, İSTEDİĞİ BİSİKLETE KAVUŞMALAR DİLERİM* :)
* Amin :)
Devamını oku »

Henüz Tanışmayanlar İçin "Söz-Bul" Uygulaması :)

Ne zaman tanıştık bu uygulamayla bilmiyorum ama her gün severek takip ediyorum, daha doğrusu o beni takip ediyor, mailime geliyor :)
"uygulama" deyince cep telefonlarına eklenen uygulamalardan bahsetmiyorum aslında..
Türk Dil Kurumu -yanlış olmasın- yaklaşık 2,3 yıldır her gün "Söz-Bul" uygulaması adı altında bir "bilgilendirme" postası gönderiyor..
İçerisinde de;
-Türkçe Sözlük'ten günün sözü
Yabancı sözlere TDK'nin önerdiği Türkçe karşılık
Bir yazım kuralı
Günün atasözü/deyimi var.

Sözlük karıştırmaktan çokça keyif alsam da son zamanlarda bunun için vakit ayırdığımı söyleyemem..Bu postalar sayesinde kendimi bir nebze "Söz"lenmiş hissediyorum :)
Hatta ne kadar az sözcük kullanıyorum diye de hayıflanıyorum :)

Katılmak isterseniz buraya "tık"layabilirsiniz :)


Kaynak: Google :)
HERKESE GELİNCİK DANSI KIVAMINDA MUTLU GÜNLER, GÜZEL "SÖZ"LER DİLERİM :)
Devamını oku »

2 Nisan 2013 Salı

İki Dolap Kitap ve Bir Duyuru :)

Kitaplarla ilgili bir proje/etkinlik vb. duyduğumda inanılmaz heyecanlanıyorum.
Yalnız olmadığımı düşünüp, mutlu oluyorum.
"Hala iyi şeyler oluyor" diyorum :)
Daha önce BDK'dan bahsetmiştim, şimdi de "iki dolap kitap"tan bahsedip, bir duyuru yapmak istiyorum:
Kaynak:http://emekbahceli.blogspot.com/2013/03/davetlisiniz-ankarada-bir-ilk.html
Kuzen M'den kitaplarla ilgili bir duyuru maili gelince merakla açtım ve "Meral-Yaman Okay Kitap Dolabı" ile karşılaştım..
Ankara'da olanlar ya da Ankaralı olanlar bilir; Emek-Bahçeli Ankara'nın en eski semtlerindendir..
Bu adresten tüm detayları öğrenebilirsiniz..
"Kitapsız girilmez" denmesi hoşuma gitti :)
Kaynak:http://www.barnesandnoble.com/u/summer-reading/379003570/
HERKESE AÇIK ALANLARDA, YEŞİL ÇİMLERDE, TEMİZ HAVAYI SOLUYARAK OKUYACAĞI ENFES KİTAP SAATLERİ DİLERİM :)
Devamını oku »